.
Engin I. Erdem, Univ. of Virginia
.
Geçtiğimiz yüzyılda iki dünya savaşına ve totaliter rejimlere şahitlik eden Avrupa nasıl oldu da 21. yüzyılın başında demokrasi, refah ve barış bölgesi haline geldi? Merkezi New York'ta bulunan Freedom House'un siyasi ve sivil özgürlükler skalasının ilk beş ülkesinden dördünü, ilk 30 ülkesinin 20'sini Avrupa Birliği (AB) ülkeleri oluştururken, kişi başına düşen milli gelir sıralamasında ise ilk 10'da 7, ilk 20'de 13 AB ülkesi yer almakta. Geçmişi dünya savaşları da olmak üzere çatışma ve savaşlarla dolu bugünün AB ülkeleri arasında birliğin kurulmasından sonra bir savaş da olmadı. Peki tarihte benzeri olmayan bu büyük dönüşüm nasıl gerçekleşti?
...
20. yüzyılda iki dünya savaşına şahitlik eden Avrupa kıtası aynı yüzyılda dünya siyasi tarihinin en başarılı ve birçok açıdan eşsiz bir ekonomik ve siyasi birliğini de bağrından çıkarabildi. Avrupa kıtasının geçen yüzyılda yaşadığı bu büyük dönüşüm, tarihin en girift gelişmelerinden birisidir. Öte yandan, Avrupa Birliği 21. yüzyıl dünya siyasetinin baş aktörlerinden biri haline gelmiştir. Yukarıda bahsedilen üç görüş bu ilginç gelişmeyi açıklamaya yönelik başlıca teorik yaklaşımlar olarak görülebilir. Her bir açıklamanın AB'nin doğuşu-gelişmesi, dünü-bugünü ile ilgili önemli katkıları olduğu söylenebilir. Elbette bu görüşlere alternatif başka yaklaşımlarla da AB projesi etüt edilebilir. Son olarak şunu da eklemek mümkündür: AB projesini sadece ihtiyaç-çıkar, güç ya da kimlik odaklı yaklaşımlarla açıklamak yetersiz kalacak, bu siyasi ve ekonomik projeyi anlamada en fazla katkıyı, alternatif görüşlerin göreceli artı ve eksilerinin farkında olup, bu teorik yaklaşımları yer ve zaman bağlamında ayrıştırarak inceleme yapabilecektir.
20. yüzyılda iki dünya savaşına şahitlik eden Avrupa kıtası aynı yüzyılda dünya siyasi tarihinin en başarılı ve birçok açıdan eşsiz bir ekonomik ve siyasi birliğini de bağrından çıkarabildi. Avrupa kıtasının geçen yüzyılda yaşadığı bu büyük dönüşüm, tarihin en girift gelişmelerinden birisidir. Öte yandan, Avrupa Birliği 21. yüzyıl dünya siyasetinin baş aktörlerinden biri haline gelmiştir. Yukarıda bahsedilen üç görüş bu ilginç gelişmeyi açıklamaya yönelik başlıca teorik yaklaşımlar olarak görülebilir. Her bir açıklamanın AB'nin doğuşu-gelişmesi, dünü-bugünü ile ilgili önemli katkıları olduğu söylenebilir. Elbette bu görüşlere alternatif başka yaklaşımlarla da AB projesi etüt edilebilir. Son olarak şunu da eklemek mümkündür: AB projesini sadece ihtiyaç-çıkar, güç ya da kimlik odaklı yaklaşımlarla açıklamak yetersiz kalacak, bu siyasi ve ekonomik projeyi anlamada en fazla katkıyı, alternatif görüşlerin göreceli artı ve eksilerinin farkında olup, bu teorik yaklaşımları yer ve zaman bağlamında ayrıştırarak inceleme yapabilecektir.
.
Yazinin Tamami Icin Basliga Tiklayiniz.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder